Havuz Başından Tuvalete Uzanan Tutku Gecesi
55 yaşında, hayatında ilk kez yalnız bir tatil yapmaya karar vermiş bir kadınım. Bu özgürlük hissi, içimde hem bir huzur hem de bastırılmış bir heyecan uyandırıyordu. Zamparalığa niyetim yoktu belki, ama içten içe, bir macera olsa fena olmaz diye düşünüyordum. Otelde geçirdiğim birkaç gün boyunca, iki arkadaşın dikkatimi çektiğini fark ettim. İkisi de birbirinden yakışıklı, uzun boylu, gülüşleri ve kendilerine özgü karizmalarıyla dikkat çeken tiplerdi. Birinin ela gözleri ve hafif kirli sakalı, diğerinin ise atletik vücudu ve sıcacık gülümsemesi beni etkileyordu. Aralarında bir seçim yapamıyordum, çünkü her ikisi de ayrı ayrı büyüleyiciydi.
Birkaç gün sonra, onların da benden hoşlandığını hissetmeye başladım. Havuz başında, restoranda ya da barda, gözleriyle beni süzüyor, küçük esprilerle yaklaşmaya çalışıyorlardı. Sanki aralarında bir bahse girmiş gibi, bana olan ilgileri her geçen gün artıyordu. Düşündüm: Neden birini seçmek zorunda olayım ki? İkisi birden olsa, bu hem çılgınca hem de unutulmaz bir deneyim olmaz mıydı? Bu fikir, içimde bir kıvılcım yaktı. İki yakışıklı erkekle aynı anda sevişmek, sadece düşüncesi bile kalbimi hızlandırıyordu.
O gün havuz başında güneşleniyordum. Üzerimde, vücudumun kıvrımlarını vurgulayan kırmızı bir bikini vardı. Yüzüstü yattım ve üst bikininin bağlarını çözdüm. İz kalmasından nefret ederdim, bu yüzden askılar yavaşça yere düştü. Yanlardan hafifçe görünen göğüslerimin, dikkat çekici olduğunu biliyordum. Alt bikininin ise arkası neredeyse yoktu; diri ve dolgun kalçalarımı tamamen ortaya çıkarıyordu. Bir bacağımı karnıma doğru çekerek, amımın kenarındaki ince tüylerin hafifçe görünmesini sağladım. Bu pozisyon, hem rahat hem de kasıtlı olarak tahrik ediciydi. Onların beni izlediğini hissediyordum. Göz ucuyla baktığımda, havuzun diğer tarafında oturmuş, biralarını yudumlarken bana bakıyorlardı.
Bir süre sonra, içlerinden biri, ela gözlü olan, yanıma geldi. Sıcak teninin bana değmesiyle irkildim. “Merhaba,” dedi gülümseyerek, “Bu akşam içki içmeye ne dersiniz?” Diğeri, uzaktan bizi izliyordu, yüzünde hafif bir kıskançlık ama aynı zamanda merak vardı. Şeytani bir gülümsemeyle, “Neden sadece sen? Üçümüz birlikte gitsek daha eğlenceli olmaz mı?” dedim. Bir an duraksadılar, birbirlerine baktılar ve sonra gülerek kabul ettiler. İçimde bir zafer hissi vardı; bu gece, hayal ettiğimden bile daha çılgın olacaktı.
Akşam için özenle hazırlandım. İpeksi, ince, askılı bir siyah elbise giydim. Elbise, her adımımda vücudumun kıvrımlarını ortaya çıkarıyor, göğüslerimi ve kalçalarımı nazikçe sarıyordu. Hafif bir makyaj yaptım; kırmızı rujum, dudaklarımı daha dolgun gösteriyordu. Saçlarımı açık bıraktım, omuzlarıma dökülüyordu. Aynada kendime baktığımda, 55 yaşında olmama rağmen hâlâ çekici ve özgüvenli olduğumu hissettim. Otelin barına indiğimde, ikisi de beni bekliyordu. Ela gözlü olanın adı Emre, atletik olanınki ise Can’dı. İkisi de şık giyinmişti; Emre lacivert bir gömlek, Can ise beyaz bir tişörtle kot pantolon kombini yapmıştı. Gülümsemeleri, geceye hazır olduklarını söylüyordu.
Barda içkilerimizi yudumlamaya başladık. Sohbet, önce hafifti; tatilden, hayattan, komik anılardan bahsettik. Ama içkiler çoğaldıkça, aramızdaki elektrik daha da yoğunlaştı. Göz teması kuruyor, küçük dokunuşlarla birbirimize yaklaşıyorduk. Sonra müzik değişti; samba ritimleri bara doldu. “Hadi dans edelim,” dedim ve ikisini de elimden tutarak piste çektim. Samba, tutkunun dansıydı ve biz, sanki bu dansı üç kişi yapmak için yaratılmışız gibi hareket ediyorduk.
Emre önümdeydi, ensesinden tutmuş, bir bacağımı onun bacakları arasına yerleştirmiştim. Can ise arkamdaydı, elleri belimde, vücudumu kendine çekiyordu. Üçümüzün vücudu adeta birbirine yapışmıştı. Emre’nin dudakları boynumda geziniyor, sıcak nefesi kulağıma değiyordu. Can’ın elleri, kalçalarımı sıkıca kavramış, ritme uygun hareketlerimle kıvrımlarımı hissediyordu. Önümde ve arkamda, iki erkeğin sertliğini hissetmek, içimde bir ateş yakıyordu. Bacaklarım hafif bükük, Emre’nin bacağına oturur gibiydim; bu pozisyon, hem tahrik edici hem de kontrolün bende olduğunu hissettiriyordu. Can, elini eteğimin altına soktu, parmakları popomdan amıma doğru kaydı. İçime dokunduğunda, hafif bir inilti kaçtı dudaklarımdan. Aynı anda, ellerimle ikisinin de sikini okşuyordum; pantolonlarının üzerinden sertliklerini hissetmek, arzumu daha da körüklüyordu.
Hepimiz daha fazlasını istiyorduk. “Hadi, daha özel bir yere geçelim,” dedim. Barın arka tarafındaki tuvalete yöneldik. Kadınlar tuvaletinin kapısını kilitledik. Klozetin üzerindeki sifona oturdum. Emre, hemen önüme diz çöktü, iç çamaşırımı yavaşça sıyırdı ve amımı yalamaya başladı. Sıcak dili, dudaklarımda geziniyor, en hassas noktalarımı ısırıyordu. Dilini içime soktuğunda, zevkten çığlık atmamak için kendimi zor tuttum, çünkü o sırada Can’in dili ağzımın içindeydi. Ellerimle Can’in saçlarını çekerken, onun elleri göğüslerimi sıkıyordu. Meme uçlarım, elbisenin ince kumaşı altında sertleşmişti.
Bir süre sonra yer değiştirdiler. Can, amıma sikini dayadı ve yavaşça içime girdi. Aynı anda, Emre’nin sikini ağzıma aldım. Önce taşaklarını yaladım, dilimle her santimini keşfettim. Ellerim, sikini yukarı aşağı sıvazlıyordu. İki erkek tarafından aynı anda sikilmek, hayal ettiğimden bile daha zevkliydi. Can’in her hareketinde, içimde dalgalar hissediyordum; Emre’nin sikini yalarken, onun inlemeleri beni daha da azdırıyordu.
Sonra pozisyon değiştirdik. Emre, sifona oturdu, ben de onun sikinin üzerine oturdum. Can, arkama geçti ve götüme girdi. İlk anda, ani bir acı ve zevk karışımıyla çığlık attım. Ama kısa sürede, ikisinin ritmine uyum sağladım. Can’in elleri kalçalarımı sıkıyor, Emre ise göğüslerimi emiyordu. Hareketlerimiz hızlandı, nefeslerimiz kesildi. Üçümüz de aynı anda boşaldık; o an, adeta zaman durmuştu. Zevkin doruklarında, birbirimize sarılmış halde birkaç saniye öylece kaldık.
Tuvaletten çıktık, gülerek ve hâlâ birbirimize dokunarak bara geri döndük. Dansımıza devam ettik, ama artık aramızda başka bir bağ vardı. O gece, odama yalnız döndüm, ama içimde tarifsiz bir tatmin hissi vardı. İki erkek tarafından sikilmek, hem çılgınca hem de özgürleştiriciydi. Bu deneyimi tekrar yaşamak için sabırsızlanıyordum.
Bir yanıt yazın